3.18.2008

şark çıbanı

şark çıbanı çıban tatarcık

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde sık görülmesi se­bebiyle bu ismi alan bir parazit hastalığıdır.

Halk arasında Diyar­bakır Çıbanı, Antep Çıbanı, Halep Çıbanı ve Bağdat Çıbanı gibi isimlerle de çağırılmaktadır.

Tıpta "heishmania tropica" adıyla bilinen bir parazitin marife­tiyle ortaya çıkmaktadır. Parazit, doğrudan bulaşabildiği gibi, "tatarcık" sineği tarafından da insana taşınmaktadır.



Belirtileri:
• Vücuda girdikten iki hafta sonra veya bir sene içinde, girdi­ği yerde birkaç milimetre çapmda pembe bir leke olarak ortaya çıkmaktadır.

• Bu leke zamanla sertleşerek kabarcık halini alır. Rengi de koyulaşarak kararmaya başlar.

• Hastalık bu şekliyle bir yıl kadar devam ettikten sonra iz bı­rakarak kaybolabilir.

• Vücut direnci düşük kimselerde siyah kabarcık açılarak ya­ra halini alır.

• Yaranın kabuğu kaldırıldığında, altından "çivi belirtisi" dedi­ğimiz birtakım çıkıntılar ortaya çıkar. Hastalık, bu çıkıntılarla bir­kaç yıl devam ettikten sonra iz bırakarak kaybolabilir.

• Daha çok ahn, burun, çene, ayak boyun ve kol gibi açık böl­gelerde görülen hastalık iyileşse bile "tipik bir iz" bırakır. Bu ize bakarak bir kimsenin bir zamanlar şark çıbanına yakalandığı ra­hatlıkla söylenebilir.

Ne Yapmalı?
• En önemli korunma tetbiri, tatarcık sinekleri ile mücadele­dir.

• Her şeye rağmen, ilk belirtisinden hastalığa yakalandığını farkeden kimse derhal bir sağlık kuruluşuna baş vurmalıdır.

Tedavide:
• Yara içine emetin ve atebrin şırınga edilmesi iyi neticeler vermektedir.

• Ayrıca antimon bileşikleri, amfoterisin B ve neostibosan gibi ilâçların damar yahut kas yoluyla vücuda ve­rilmesi tedaviyi hızlandırmaktadır.

• Yara yerine yerleşen bakterilerle mücadele etmek için anti­biyotik ve sulfanomid kullanılır.

• Tedavi sırasında yara üzerindeki kabuklar temizlenmeli, pansuman edildikten sonra temiz gazlı bezle kapatılmalıdır.